5 Ağustos 2022
Anayasa Mahkemesi, 31914 sayılı ve 05.08.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 2019/14617 başvuru numaralı ve 14.04.2022 tarihli İlknur Uyan bireysel başvuru kararında, bir grup öğrencinin ilgili yükseköğretim kurumu hakkında gerçekleştirdiği basın açıklaması nedeniyle basın açıklamasına katılan bir öğrenciye disiplin yaptırımı uygulanmasına dair ifade özgürlüğü ve eğitim hakkı çerçevesinde önemli tespitlerde bulunmuştur.
Mersin Üniversitesi Sanat Tarihi bölümü öğrencisi olan başvurucu, 30.11.2017 tarihinde, Ankara Garı saldırısını protesto eden öğrenciler hakkında Üniversite yönetimi tarafından açılan soruşturmaya tepki göstermek amacıyla bir grup öğrenci tarafından yapılan basın açıklamasına katılmıştır. Bunun üzerine Üniversite yönetimi tarafından disiplin soruşturması başlatılarak Dekanlığın 23.02.2018 tarihli kararı ile, “Üniversite personelinin kurum içinde ya da dışında şeref ve haysiyetini zedeleyen eylemlerde bulunduğu” gerekçesiyle 18.08.2012 tarihli ve 28388 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği (“Yönetmelik”) uyarınca başvurucuya 1 ay yükseköğretim kurumundan uzaklaştırma cezası verilmiştir.
Bunun üzerine başvurucu, idari işlemin iptali istemiyle idare mahkemesine başvurmuştur. İdare mahkemesi, “söz konusu basın açıklamasında okunan metin içerisinde Üniversite Rektörlüğünü hedef alan ve şeref ve haysiyeti zedeleyen ifadelere yer verildiği, her ne kadar söz konusu metin davacı tarafından okunmasa da basın açıklaması grup adına yapıldığından ve davacının basın açıklaması ve bitimindeki hal ve hareketlerinden basın açıklamasını desteklediğinin anlaşıldığı” gerekçeleriyle söz konusu idari işlemin iptali talebinin reddine karar vermiştir.
Başvurucunun karara karşı gerçekleştirdiği istinaf başvurusu, Konya Bölge İdare Mahkemesi’nin kesin olarak tesis ettiği kararıyla reddedilmiştir.
Anayasa m. 42:
“Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.”
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu m. 54:
“Soruşturma, yetkiler ve cezalar: a. Yükseköğretim kurumları içinde veya dışında yükseköğretim öğrenciliği sıfatına, onur ve şerefine aykırı harekette bulunan, öğrenme ve öğretme hürriyetini, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak kısıtlayan, kurumların sükün, huzur ve çalışma düzenini bozan, boykot, işgal ve engelleme gibi eylemlere katılan, bunları teşvik ve tahrik eden, yükseköğretim mensuplarının şeref ve haysiyetine veya şahıslarına tecavüz eden veya saygı dışı davranışlarda bulunan ve anarşik veya ideolojik olaylara katılan veya bu olayları tahrik ve teşvik eden öğrencilere; eylem başka bir suçu oluştursa bile ayrıca uyarma, kınama, bir haftadan bir aya kadar veya bir veya iki yarıyıl için kurumdan uzaklaştırma veya yükseköğretim kurumundan çıkarma cezaları verilir.”
Yönetmelik m. 6:
“(1) Yükseköğretim kurumundan bir haftadan bir aya kadar uzaklaştırma cezasını gerektiren eylemler şunlardır; d) Yükseköğretim kurumu personelinin, kurum içinde ya da dışında, şeref ve haysiyetini zedeleyen sözlü veya yazılı eylemlerde bulunmak”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Handyside/Birleşik Krallık, 5493/72 başvuru numaralı, 07.12.1976 tarihli kararı:
“İfade özgürlüğü, toplumun ilerlemesi ve her insanın gelişmesi için esaslı koşullarından biri olan demokratik toplumun ana temellerinden birini oluşturur. 10. maddenin 2. paragrafı saklı kalmak üzere, ifade özgürlüğü, sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız veya ilgilenmeye değmez görülen “haber” ve “fikirler” için değil, fakat ayrıca devlete veya toplumun bir kısmına ters düşen, şoke eden ya da üzüntüye sevk edenler için de geçerlidir. Bunlar, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir; bunlar olmaksızın demokratik toplumdan söz edilemez.” (§ 49)
Anayasa m. 13:
“Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde
belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”
Buna göre, Anayasa m. 13 uyarınca i) kanunilik, ii) meşru amaç, iii) demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk (elverişlilik, gereklilik, orantılılık) kapsamında yapılan inceleme çerçevesinde,
sonuç ve kanaatlerine ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi, İlknur Uyan bireysel başvuru kararıyla, bir öğrencisinin Üniversiteyi eleştiren bir basın açıklamasında yer alması nedeniyle uzaklaştırma kararı almasının; ilk derece mahkemesinin ise, hangi sözlerin Rektörün şeref ve haysiyetini zedeleyecek nitelikte olduğunu ve başvurucunun hangi sebeplerle ifade özgürlüğü korumasından faydalanamayacağını tartışmamasının; yine mahkemelerin, akademisyen ve öğrenci pek çok kişinin Üniversite ile ilişiğinin kesilmesi gibi oldukça sert tedbirlere başvurduğu iddia edilen Rektörü meşru eleştiri hakkı ile onu hakaret arasındaki sınırın nerede olduğu meselesine hiç değinmemesinin, ifade özgürlüğüyle bağlantılı olarak eğitim hakkının ihlalini teşkil ettiği sonucuna varmış olup kararda aşağıdaki hususlara işaret etmiştir:
Sonuç olarak, mahkeme gerekçelerinde başvurucunun cezalandırılmasına konu basın açıklamasının Üniversitenin düzenini hangi derecede etkilediğine, ne şekilde bozduğuna veya bozma tehlikesi meydana getirdiğine ilişkin hiçbir değerlendirmede bulunulmamıştır. Kamusal makamların şerefi ve saygınlığı gibi sebeplerle öğrencilerin varsayımsal değerlendirmeler üzerinden eğitim kurumunun düzenini bozma disiplin cezası ile cezalandırılması ve bu suretle eğitim haklarının sınırlandırılması anayasal olarak mümkün değildir. İfade özgürlüğünü kullanan başvurucuya verilen 1 ay okuldan uzaklaştırma disiplin cezasının zorunlu bir ihtiyacı karşılamadığı gibi orantılı olduğu da kabul edilmemiştir.
Yukarıdaki notumuza ilişkin herhangi bir sorunuz olması halinde bizlere her zaman ulaşabilirsiniz.
Ece Güner |
Can Güner |
Deniz Bade Akkoyun |